Müge Arslan'ın İnsan Kaynakları Günlüğü Menü

Kalıcı Başlantı:

İnsan Kaynaklarında Bir Staj Deneyimi

Yaz tatilini boş geçirmek yerine iş hayatında deneyim kazanmak için staj arayışına girdiğimde, İnsan Kaynakları (İK) departmanında staj yapma fırsatı karşıma çıktı. Başta İK departmanı hakkında kafamda bazı önyargılar vardı. Beş aylık stajım boyunca bu önyargıları tamamen kırdım ve İK’nın şirketin en önemli yapı taşlarından biri olduğunu deneyimleyerek öğrendim.

Yeni bir şirkette işe başlamak, uyum sağlamak zorlayıcı bir deneyim. Bu süreç sadece işi öğrenmek ve görevleri yerine getirmekle sınırlı değil. İşi öğrenmek kadar önemli olan yönü sosyal ortama uyum sağlamak ve insanlarla iletişim kurmak. Ofiste, genellikle farkına varılmayan çay/kahve alırken yapılan küçük kişisel diyaloglar yoğun iş temposu arasında bize mola verme imkanı sağlıyor ve bu tür diyaloglar bizi mutlu edip modumuzu pozitif yönde etkiliyor. Ancak, yeni işe başlayanlar çekingen kalıp bu tür diyaloglara dahil olmakta zorlanabiliyor. Bu noktada yeni başlayanları erken kazanmak için iş ortamındaki hava ve şirket kültürü hayati önem taşıyor.

Kendi deneyimimden söz edecek olursam, işe başladığım ilk hafta yeni bir ortama girdiğimden dolayı biraz çekingen davranıyordum. Ancak,  ikinci ya da üçünü haftaya girdiğim zaman, iş arkadaşlarımın bana yaklaşımı ve verdiklerini sorumluluklar sayesinde yeni iş ortamına hızla adapte oldum. Bunun sağlanmasında en önemli etkenler DHL Express’in şirket kültürü ve İK departmanının üstlendiği rol oldu. Şirket içinde hiyerarşik bir ortamın olmaması iş yerine adapte olmamı kolaylaştırdı. Pozisyon fark etmeksizin hiç kimse birbirine “bay” ya da “hanım” şeklinde hitap etmiyordu. Günlük hayatta çekingen olabilirim, ancak iş sırasında aklıma takılan bir konuyu rahatlıkla yöneticime veya şirketin en üst düzey yöneticilerinden birine danışabiliyordum. Bu, işimi en iyi şekilde yapabilmem için son derece önemliydi. Dahası, sadece bir konuyu danışmakla kalmayıp, rol veya departman fark etmeksizin yoğun iş temposundan uzaklaşarak mola zamanlarında kahve içmek veya oyun odasındaki aktivitelere katılmak şirket içindeki eşitliğin diğer bir önemli bir göstergesiydi. Stajım sırasında fark ettiğim bir diğer önemli nokta da, çalışanların şirkete olan bağlılığıydı. Şirkette 15-20 yıldır çalışan birçok insan vardı. İlk duyduğumda bu duruma şaşırdım, çünkü hayatımın büyük bir bölümünü aynı şirkette geçirmeyi düşünemiyordum. Ancak, sunulan gelişim ve kariyer fırsatlarının çalışanların şirkete bağlılığını arttırdığına bizzat şahit oldum. İşe giriş seviyesinde bir rolde, örneğin kurye görevinde başlayan bir çalışanın yıllar içindeki çalışma performansına göre üst düzey yönetici pozisyonuna yükseldiğini gören çalışanlar nasıl bağlı olmasın ki?

Stajım boyunca, İK’nın sadece bordro ve personel alımı gibi hepimizin bildiği işlerin çok ötesinde olduğunu deneyimleyerek öğrendim. İK departmanının şirket için gerçekten çok stratejik ve önemli bir rol oynadığını fark ettim. Doğru insanları şirkete çekmek, yetenekleri geliştirmek ve çalışanların mutluluğunu ve verimliliğini artırmak için çeşitli projeler geliştirmek konularında kritik önem taşıyordu. Bu yönüyle İK Departmanı şirketin kurum kültürünün oluşmasında ve iş hedeflerine ulaşmasında çok önemli bir rol oynuyor. Fark ettiğim bir diğer konu ise, İK departmanının etkili bir ekip çalışması gerektirdiği. Stajımı yaptığım ekip, farklı becerilere ve uzmanlıklara sahip bireylerden oluşuyordu. İşbirliği, iletişim ve insan ilişkileri, bu departmanın başarısının kesinlikle en büyük anahtarı. Stajım boyunca, bu ekip çalışmasının ne kadar önemli olduğunu ve birlikte çalışmanın nasıl daha iyi sonuçlar doğurduğunu gözlemledim.

Stajım boyunca önyargılarımı yıktım ve bu deneyim, benim için büyük bir öğrenme fırsatı oldu. İnsan kaynakları alanına olan ilgimi ve sevgim kesinlikle daha da arttı.

Kemal Onat Dursun

  • Yorum yapmak istediğiniz için teşekkürler, lütfen duyarlı olalım. HTML olarak strong, code and a href kullanılabilir.

    Yorumlar onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

TAYBO.NET