2017 Tegep Zirvesi ve Emin Çapa’nın Ardından
Tegep’in 7. Eğitim ve Gelişim Zirvesi’nde Emin Çapa rüzgârı esti. Enerjisi, ülkemizi, eğitimi, bilim ve teknolojide gelişimi dert eden hali ile herkesi düşündürdü.
“Kötü günler hazır olmayanlara gelir” dedi ve hazır olmak için önce mevcut durumumuzu doğru tespit etmemiz gerektiğine değinerek, durum tespiti yaptı:
- 1957-1997 arasında, Fortune 500’e giren şirketlerin %65’i bugün yaşamıyor.
- Şirketlerin S&P 500 listesinde kalma süresi, 1960’larda 60 yıl kadarken, bugün 14 yıl.
Bu dev şirketlerin sürdürülebilir olmasını ne engelliyor?
En önemli konulardan biri büyük veri (big data). Bu yılki zirvenin en çok değindiği konulardan biri de buydu. Son 2 yılda üretilen bilgi, tüm insanlık tarihi boyunca üretilen bilgiden fazla. Bu bilginin tetiklediği bilim ve teknolojideki gelişmeler şirketlerin sürdürülebilir olup olmayacağını belirliyor.
- Kanser tedavisini çözmeye çalışan doktor olmayan yazılımcılar
- 3 boyutlu yazıcıların ürettiği canlı ve aylarca yaşayabilen organlar
- Bio-mürekkep ve bio-fabrikasyon gibi hayatımıza giren yeni teknolojiler ve kelimeler
- İstenilen anıları silme ve yenileri yerleştirme, Beyin Girişimi projeleri
- Uzay madenciliği sayesinde oluşacak dolar trilyonerleri
ve benzeri gelişmeler ile yeni bir dünya geliyor, geldi bile.
Peki biz yarına, hatta bugüne hazır mıyız?
Veriler gösteriyor ki, eğitimde bırakın ileriye gitmeyi, geriye doğru gidiyoruz.
- OECD verilerine göre, eğitimde kalitede, 145 ülke içinde, 8 yılda 77.sıradan 104. sıraya düştük.
- PISA testinde, 72 ülke içinde Matematik’te 49.,Okuma Yeterliliği’nde 50., Fen Bilimleri’nde 52.sıradayız. Bu testte iyi performans gösteren çocuklarımızın oranı azalıyor.
Sorunun kaynağı ne?
- Öğretmen kalitemizi artırmamız gerekiyor. ÖSYM verilerine göre, öğretmenlerin pek çoğu, kendi branşlarında girdikleri sınavlarda başarısız sonuçlar elde ediyor.
- Bugün sorun bilgiye ulaşmak değil, bilgiyi kullanmak. Öğrenmeyi anlamlandırmalı, ayrı ayrı öğretmeye çalıştıklarımız arasında bağlantı ve neden-sonuç ilişkisi kurmalı, bütünsel bakış açısını kazanmalıyız.
Bilim ve teknoloji bambaşka bir yere gidiyor. Bizim, çalışanlarımızın ve çocuklarımızın bu gelecekte yer edinebilmesi için bilim ve aklın peşinden gitmeliyiz.
İhtiyacımız olan; aklımıza kelepçe vuran öğrendiklerimizi sorgulamak ve işlevsiz olanlardan kurtulmak.
Yerine koyacağımız yeni yetkinlikler neler olmalı?
- Esneklik,
- Sorun çözme ve eleştirel düşünme becerisi,
- Yaratıcılık,
- Evrensellik,
- Açıklık (Yaşam boyu öğrenme)
- Uyumluluk,
- Teknoloji okur-yazarlığı,
- Multi-disipliner olma
Tüm bunlar; İK ve Eğitim profesyonelleri, yöneticiler ve ebeveynler için çok fazla mesaj içeriyor. Yarına hazırlanmazsak yarınımız olmayacak. O halde hepimiz, hemen bu becerileri kendimizde ve etrafımızda geliştirmek üzere kolları sıvamalıyız.
Peki hazırlanmak için neler yapabiliriz?
Koçluk, mentorluk, felsefi soruşturma yöntemleri, zenginleştirilmiş ve bütünleştirilmiş içerikli eğitimler gelişim yöntemlerinden sadece bazıları. Bu araçları kullanmaya başlamak veya daha etkin kullanmak iyi bir başlangıç olabilir. Hadi o zaman, geç kalmadan!