Müge Arslan'ın İnsan Kaynakları Günlüğü Menü

Kalıcı Başlantı:

İnsan Kaynakları’ndan Spor Eğitmenliği’ne

acelya-erten


Açelya Başbuğ Erten

Sizi bir arkadaşımla, Açelya Başbuğ Erten’le tanıştırmak istiyorum. Kendisiyle uzun süre önce iş nedeniyle tanışmış, sonra eşlerimiz vesilesiyle arkadaş olmuştuk. Bugünlerde ise aynı zamanda Personal Trainer’ım (PT – Spor Eğitmeni) oldu. Açelya ile kariyerine nasıl yön verdiği ve neler yaptığı üzerine konuştuk.

Seni biraz tanıyabilir miyiz?

Personal trainer ve pilates eğitmeni olarak çalışıyorum. Aynı zamanda koçluk yapıyorum, CTI koçuyum. Bu yılbaşı itibariyle ortaklarımla birlikte kendi butik salonumuzu açtık. Emirgan’da, Ludus Athletics (Instagram: ludusathletics.emirgan) isimli bir Personal Training ve Pilates stüdyomuz var.

Bu işe nasıl başladın?

Bu işin bendeki tam karşılığı “tutku”. Başlamadan önce kendim uzun süre ve düzenli şekilde PT ile çalıştım. Hiç bırakmadım, çalıştıkça daha çok sevdim, sevdikçe daha çok çalıştım. PT’m Onur Yayak’la çalışırken sadece antrenman yapmakla kalmadım, soru sorarak ve okuyup araştırarak işin tekniğini de öğrendim.

Onur da beni bu yönde çok destekledi. Çalışmaya başladığımız ilk haftalarda, o zaman antrenman yaptığımız salonun kurumsal yaka kartını işaret edip, “bir gün ben de bunun aynısından üzerinde kendi adım yazanını takacağım hocam” dediğimi ve onun da “bu işi gönülden sevmeyen kesinlikle yapmamalı ama sen asıl yapmazsan yazık edersin” dediğini hatırlıyorum. O konuşmanın üzerinden 1,5 yıl geçtikten sonra ben de aynı kurumun akademisini başarıyla tamamlayıp o yaka kartını büyük bir mutlulukla boynuma taktım. Onunla çalıştığımız 2 yıllık süreçte mümkün olan tüm eğitmenlik eğitimlerini ve gerekli sertifikaları aldım, okuyup araştırmaya devam ettim. Onur bugün Ludus’u birlikte işlettiğim ortaklarımdan biri. Tabi ki bu uzun süreçte bazı fedakarlıklar da yapmam gerekti ama bugün dönüp baktığımda hissettiğim şey “iyi ki…”

muge-ve-acelyaNe gibi fedakarlıklar?

Hem maddi hem manevi olarak birçok tercih yapmak durumunda kaldım. Çocuklarıma ve eşime ayırdığım zamandan, o günlerde çalıştığım kurumsal işimden fedakarlık etmem gerekti. 10 yaşında bir kızım ve 6 yaşında bir oğlum var. Bu süreçte eşim destek oldu ama en çok çocuklarımın desteği beni bu işe bağladı. Hiç beklemediğim kadar sporla ilgili çıktılar, beni rol model aldılar ve benimle birlikte spor yapmaya başladılar, bu beni daha da motive etti.

Spora ilgin nasıl başladı? 

Çocukluğumdan beri sporcuları izlemeyi severim ve onlara imrenirim. Örneğin küçük bir kızken annemin elbiseleri veya takıları değil futbolcuların formaları ilgimi çekerdi. Spor ve wellness yaklaşımı hep ilgi duyduğum, aklımda olan bir şeydi. Ama geriye dönüp baktığımda çevrenin beklentileri nedeniyle bu konudaki isteğimi bastırdığımı görüyorum. Hanım hanımcık olma, kadınlara atfedilen görevleri yerine getirme hayatımda uzun süre ön planda oldu. Üniversiteyi bitirene kadar spora hiç özel bir zaman ayırmadım. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir salona yazıldım ama düzenli gidemedim.

Üniversite öğrenimini hangi alanda yaptın?

Babam Mülkiye mezunudur. Kendisine duyduğum hayranlık nedeniyle ben de bu alanda çalışmak istedim ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Maliye okudum. Mezun olduktan sonra Finans alanında mastır yaptım, aynı zamanda 2 yıl boyunca bir aracı kurumda dealer olarak çalıştım ama bu işin hiç bana göre olmadığını anladım.

acelya-bisikletProfesyonel olarak sporla ilgilenmeye nasıl başladın?

Mastırı bitirdiğim dönemde bir fırsat doğdu ve eşimle birlikte 2 yıllığına Amerika’ya, Miami’ye taşındık. Asıl spor tutkum oradaki imkanları ve ortamı görünce ortaya çıktı. Spor için salon şart değildi, her yerde parklar ve spor alanları vardı. Şehir; insanların sağlıklı yaşayabilmesi ve spor yapabilmesi için tasarlanmıştı. Bu dönemde hafif koşu, paten ve fitness gibi alanlarda bol bol spor yapma ve Türkiye’de izleme şansı bulamadığım beyzbol, buz hokeyi, NBA gibi pek çok karşılaşmayı izleme şansı buldum.

Türkiye’ye döndükten sonra tekrar dealer olmayı düşünmedim ve İnsan Kaynakları alanında çalışmaya başladım. Eğitim alanında önce tedarikçi daha sonra kurumsal eğitim yöneticisi olarak farklı rollerde görev aldım. Ama dedim ya spor yapmak hep içimde kalmıştı. 2008’de ilk kez bir PT ile ve düzenli olarak çalışmaya başladım. Uzun süre bu şekilde çalıştıktan sonra 2015’te eğitmenlik sertifikaları almaya başladım. Ve 2016 yılının Ocak ayında kurumsal hayatı tamamen bırakarak Personal Trainer ve fitness eğitmeni olarak çalışmaya başladım, bu yıl da kendi salonumu açtım.

Kariyerinde bu değişikliği yaparken hiç “ya başarısız olursam” diye düşünmedin mi?

O anlamda epey gözükarayım diyebilirim. Genel olarak hislerimle yaşıyorum ve kalbimden geçen neyse onun benim için en iyi yol olduğuna inanıyorum. O yüzden zerre kadar tereddütüm olmadı. İşler yolunda gitmeseydi, hayalim bugüne ulaşmasaydı “en azından denedim, elimden geleni yaptım” derdim. Bu gelecekte de olabilir, işler bir noktada yürümeyebilir ama ben o zaman da yine aynı şeyi söyleceğime eminim “İstediğim hayatı yaşamak için elimden geleni yaptım…”

Kurumsal çalışma hayatındaki tecrübelerinden bu işi yaparken faydalanıyor musun?

Yararlanmaz olur muyum. İnsanları tanıma ve iyi iletişim kurma açısından geçmiş deneyimlerim nedeniyle avantajlı olduğumu düşünüyorum. İnsan Kaynakları eğitim alanında tecrübesi olan ve koçluk yapan bir antrenör olarak buradaki deneyimlerimden faydalanıyorum.

İşinle ilgili en çok neyi seviyorsun?

Bu salon benim evim gibi, kendimi bulduğum ve başkalarının da bulmasına yardımcı olduğum bir mabet. Sadece benim için değil burada çalışan diğer 2 ortağım için de bu böyle. Hayatım boyunca bu işi yapmak ve başkalarının da bu tutkuyu yaşamasına destek olmak istiyorum.

CTI koçluk eğitiminin son modülünden mezun olurken yaşam amacını bulmaya çalışıyor ve o yaşam amacını gerçekleştirmek için bir söz veriyorsun. Ben o zamanlar bu kadarını hayal edememiştim ama arkadaşlarımın önünde şu sözü vermiştim: “hayatım boyunca yaptığım her şeyi o şeye karşı tutku ve aşkla yapacağım ve herkese bunun mümkün olabileceğini göstereceğim.” İşte bugün bulunduğum nokta tam da buna hizmet ediyor.

acelya-ve-cocuklar

Not: Bu söyleşi ilginizi çektiyse Eski Bir Beyaz Yakalının Colorfullbakery Hikayesini de okumak isteyebilirsiniz.

  • alp par

    Herkesin yapmak isteyip de cesaret edemeyeceği bir şeyi gerçekleştirmiş Açelya Hanım, kendisini tebrik ediyorum. Beyaz yaka olmak bazen insanı gerçekten sıkabiliyor, bir insanın hobisini işine dönüştürebilmesi çok takdire şayan bir durum. Darısı tüm gerçekleştirmek isteyenlerin başına…

  • Yorum yapmak istediğiniz için teşekkürler, lütfen duyarlı olalım. HTML olarak strong, code and a href kullanılabilir.

    Yorumlar onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

TAYBO.NET