Geçtiğimiz hafta sevgili Burçin ve Gökhan önemli bir konuyu gündeme taşıdılar. Uzun süredir farklı ortamlarda konuşulduğunu duyduğum ama içinden nasıl çıkılacağı bilinemediği için rafa kaldırılan bir konu bu. Tüm alanlardaki bloglar için aynı durum söz konusu olabilir ama bizim gündemimiz kendi alanımız yani İnsan Kaynakları blogları. Bu konuda aklıma gelen bazı sorular şunlar:

Gerçekten 200 tane İK blogu var mı?

Bir blogun İK blogu olabilmesi için asgari olarak hangi özellikleri taşıması gerekir?

Bir blogun İK blogu olup olmadığını kim belirleyebilir?

Benim görüşüm blogların niteliğini ortaya koyacak objektif kriterler belirlemenin çok zor olduğu yönünde. Blogta yer alan yazı sayısı, yazı paylaşma sıklığı, takipçi sayısı gibi nicel veriler belirleyebilir ve ölçebilirsiniz. Ama en önemli unsur olan iyi içeriğin ne olduğu ve nasıl ölçülebileceği kişiden kişiye değişir. İçerik bir blogun olmazsa olmazıdır. Tutundurma ve tabiri caizse “pazarlama”, eğer içeriğin ardından geliyorsa anlamlıdır.

Hem İK Blog Yazarı titrinin anlamını kaybetmemesi hem de İK bloglarının içeriğini geliştirip alana katkı sağlayabilmemiz için İK Blogger’ı olduğunu düşünen herkese görev düşüyor. Bu nedenle Alper’in kendi bloguna ayna tuttuğu yazısını destekliyor ve ben de kendi özeleştirimi yapmak istiyorum.

• Yazı yazma sıklığını arttırabilirim. Şimdiye kadar hiç yazı yazmadığım tek bir ay oldu ama geriye kalan aylarda, özellikle son dönemde, 1 ila 2 yazı yazmışım.
• Diğer blogları okurken en çok beğendiğim yazılar kişisel deneyimlere odaklananlar. Ama ben blogumda kişisel deneyimlerime pek değinmiyorum. Araştırma ve kaynaklara dayanan yazılara yer veriyorum. Konunun farkındayım ama sanırım bir değişikliğe gitmeyeceğim.
• Blogumda açtığım ama devamını getirmediğim bölümler var. Bu alanlara odaklanmalıyım.
• Gelecek videolarda ve video bloglarda. Bu konuda henüz önemli bir aksiyon almadım, öncelik vermem lazım.
• Son 2 yıldır aynı temayı kullanıyorum. Bir değişikliğe gitmenin zamanı geldi.

Hadi ben sıramı savdım. Bir sonraki özeleştiri bakalım kimden gelecek?

Müge Arslan