Müge Arslan'ın İnsan Kaynakları Günlüğü Menü

Kalıcı Başlantı:

İş Hayatında Zihinleştirme

ZihinleştirmePERYÖN tarafından düzenlenen 23. İnsan Yönetimi Kongresi’nde bana en ilginç gelen oturum, Doç. Dr. Mehmet Kemal Kuşçu’nun “Zihinleştirme” kavramına değindiği “Liderlik Nöropsikolojisi” idi. Bu konunun hiç alanıma girmemesine, hatta psikoloji alanında bile popüler bir konu olmamasına rağmen neden bu kadar ilgimi çektiğini “Zihinleştirme Neden Önemli” bölümünde açıklayacağım.

Önce terminoloji üzerinden ilerleyelim. Kuşçu’ya göre zihinleştirme “kişinin kendisinin ve çevresindeki zihinlerin ayrı ayrı seçimli yönelimlerinin olduğunu, farklı farkındalık ve bilinç aktiviteleri halinde işlediklerini anlayabilmesi ve bunu zihinsel aktivite olarak taşıyabilmesi”. Başka bir ifadeyle bireyin karşısındaki kişinin aklından neler geçtiğini anlamaya yönelik çabası ve anlama kapasitesi. Konunun iki tarafı var: Kendimiz ve başkaları. Yani zihinleştirme sadece etkileşimde olduğumuz kişilerin davranışlarının altında yatanları; istek, ihtiyaç, inanç, hedef ve amaç gibi genel geçer zihinsel durumları hesaba katarak yorumlamamızı değil aynı zamanda kendimizi de anlamamızı sağlıyor

Peki zihinleştirme neden önemli ve neleri sağlar?

  • Davranışların ardındaki anlamı ve yönelim dağarcığını anlayabilmemizi,
  • kişiler arası ilişkileri yönetmemizi,
  • kendi duygusal ve zihinsel süreçlerini düzene koymamızı,
  • başkalarıyla iletişimimizin iyileşmesini,
  • süreçlere olumlu katkı yapabilmemizi ve yapıcı olmamızı sağladığı için iş hayatında “zihinleştirme”nin önemli olduğunu düşünüyorum.

Öyle ki zihinleştirme, çalışanlar ayağında verdiğimiz tepkilerin alt yapısında neler olduğunu kendi içimizde analiz ederek kendimizi ve becerilerimizi geliştirmemizi sağlarken diğer bir taraftan da -ast/üst fark etmez- çalışma arkadaşlarımızın istek, söylem, davranış ve tepkilerinin ardındaki dinamikleri anlayabilmemizi ve bu konuda bir farkındalığa erişmemizi mümkün kılıyor.

Az çok herkeste olan zihinleştirme becerisinin iş hayatında genellikle az görüldüğü aşikar. Günlük iş rutininde olaylar hızla akıyor ve bizler aynı “etki-tepki teorisi”nde olduğu gibi yansıtmalar yaparak günü hatta bazen sadece dakikaları kurtarabiliyoruz, hatta çoğu zaman olayların daha da kötüye gitmesine neden oluyoruz. Oysa ki zihinleştirme ile olay ve davranışların ardındakileri görme kapasitelerimizi arttırarak “kendimizi dünyanın merkezi” olarak hissetmekten kurtulmamız, ani tepkiler yerine daha rasyonel kararlar vererek iş hayatında daha başarılı/mutlu olmamız mümkün. Böylelikle iş hayatımızda o hep aradığımız –ama genellikle kendi dışımızda aradığımız- “İŞSEL ve İÇSEL HUZUR”a ulaşma konusunda adım atabiliriz.

Burçin Şoray Erdağ

  • Okan ATAMAN

    Burçin hanım merhaba.
    Paylaştığınız konuyla ilgili daha detaylı edine bileceğim kaynaklar konusunda bana yardımcı ola bilirseniz çok memnun olurum.
    Şimdiden teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dilerim.
    Okan ATAMAN

  • Burçin ŞORAY ERDAĞ

    Okan Bey merhaba,
    Yazıma ilgi duyup yorum yazdığını için teşekkürler. Yazımda da belirttiğim üzere “zihinleştirme” çok popüler bir konu değil bu nedenle kaynak sıkıntısı var. Ben çalışmamı Doç. Dr. Mehmet Kemal Kuşçu’nun kongre notlarına dayandırdım. İsterseniz kendisi ile irtibata geçerek daha detaylı bilgi/kaynak talep edebilirsiniz.
    İyi güner dilerim.

  • Yorum yapmak istediğiniz için teşekkürler, lütfen duyarlı olalım. HTML olarak strong, code and a href kullanılabilir.

    Yorumlar onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

TAYBO.NET