Hayallerinizi gerçekleştirmek için çalışma hayatına ara vermeyi hiç düşündünüz mü?

Bugün sizi hayalini gerçekleştiren biriyle tanıştırmak istiyorum. Alışkın olduğu rutine 23 günlüğüne ara veren ve yelkenliyle Atlantik Okyanusu’nu geçen Ali Çiçekli ile.

Biraz kendinden bahseder misin?

İTÜ İşletme Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Sonrasında Deloitte Türkiye’de denetçi olarak çalışmaya başladım. 2,5 yılını Deloitte Boston ofisinde geçirdiğim çalışma hayatımda 19 yılı tamamladım.

Halen denetim bölümünün ortaklarından biri olarak çalışıyorum. Deniz ve yelken de hayattaki en büyük tutkum.Doğma büyüme Kınalıada’lıyım ve denizle iç içe hatta denizde büyümüş bir adalı olarak deniz aşığıyım. 2004’ten bu yana amatör olarak yelken yapıyorum.

Atlantik’i geçmeye nasıl karar verdin?

Bunun hikayesi 2 yıl öncesine dayanıyor. Yakın dostlarımla dünya turu yapan ve Atlantik’i geçen sporcuları takip ediyor, biz nasıl yaparız diye planlar yapıyorduk. Bu konudaki sohbetlerimiz, seyahat boyunca yapacaklarımız ve okuyacağımız kitaplarla ilgili konuşmalarımız beni bu maceraya hazırladı. Hatta öyle bir an geldi ki, bu sohbeti yaptığım arkadaşlarımın plandan vazgeçmesine rağmen kendime “ne olursa olsun ben bu geçişi yapacağım” dedim. Kafaya koymuştum, ne olursa olsun Atlantik’i yelkenle geçecektim.

Yolculuk Ekibi

Yola kimlerle çıktın?

Benzer beklentileri olan bir ekip bulmak için  titiz davrandım. Turistik bir gezi yapmayı değil gerçek bir ekibin parçası olarak aktif görev yapmayı hedefliyordum. Yunanistan’daki bir arkadaşım aracılığıyla ulaştığım İspanyol bir ekiple tanışmak ve deneme yapmak için İspanya La Coruna’da buluştuk ve yelken yaptığımız 4 günün ardından yola birlikte çıkmaya karar verdik. Uzun zamandır hayalini kurduğum fırsat artık önümdeydi. Kanarya Adalarından yola çıkarak 17 gün sürecek bir yolculukla Karayipler’e ulaşmayı hedefliyorduk.

Bu kadar uzun süre iş yerinden uzakta kalmak sorun oldu mu?

Deloitte beni bu konuda sonuna kadar destekledi. Atlantik geçişi kesinleştiğinde konuştuğum herkes devam etmemi ve bunun hayatta bir kez yaşanacak bir tecrübe olduğunu söyledi. Yolculuğum sırasında iş yerinden tamamen uzakta kalmadım. Ekiple GPS üzerinden iletişim kurdum ve güncel bilgileri aldım.

Seyir Rotası

Bu süreçte seni en çok zorlayan şey ne oldu?

Yolculuğu başlangıçta 17 gün olarak planladık. Planımızda olmamasına rağmen yakıt ikmali için Cape Verde adalarında durmak zorunda kaldık ve varış süremiz uzadı. Yolculukta 10. güne geldiğimizde “ben bu işi galiba bitiremeyeceğim, daha 13 gün var” diye düşünmeye başladım. Süre uzamıştı, çok yorgundum ve bir taraftan da açlık vardı. Geceleri uyuyordum diyemem. Daha çok yorgunluktan bayılıyordum. Dalgalardan dolayı; uyurken bile yattığım bölümdeki direğe tutunmam gerekiyordu.

Nasıl aştın o dönemi?

Bulduğum en iyi yol kendime küçük hedefler koymak oldu. Geçişi küçük parçalara ayırdım, her 500 mil için kendime bir hedef koydum. Bir kitabı bitirmek, tekne ve yelken konusunda bilmediğim bir konuyu öğrenmek gibi hedefler. Dikkatimi; geriye kalan günlerin ne kadar çok olduğuna değil, içinde bulunduğum zorlu ortamın bana neler kazandırdığına verdim. Olumlu düşünmenin ve hedefe adım adım ilerlemenin bu zorlu süreçte bana destek olduğunu düşünüyorum.

Yolculuk bittiğinde neler hissettin?

Karayipler’in Martinique Adası’na yaklaştıkça heyecanımız artıyordu. Son 1000 mil, son 500 mil derken 6 Aralık sabahı kara göründü. Saat 4:00 civarında Kristof Kolomb’un ilk çıktığı ada olan Martinique Le Marin koyuna varmıştık. 23 gün süren bir yolculukta 3100 deniz mili kat ederek Atlantik’i geçmiş bir denizciydim artık. O andaki mutluluğumu tarif edemem.

Bu deneyim sana neler öğretti?

Benim için en önemli kazanımı kafama koyduğum her şeyi yapabileceğime dair inancımı ve özgüvenimi pekiştirmesi oldu. Bu kadar yoğun çalışan ve sorumlulukları olan biri olarak bu zor hedefi koyup başardıysam yapmak istediğim diğer şeyleri de gerçekleştirebilirdim.

Bir diğeri hayatta kalmak için mutlaka koşullara uyum sağlamanın gerekliliği oldu. Yelkenliyle açık denizdeyken eğer doğayla inatlaşırsan hayatta kalamazsın.  Ama doğaya uyum sağlarsan seni korur ve kollar. Bu durum iş hayatında da aynen böyle. İş hayatında başarılı olmak için onun gerekliliklerini anlamak ve uyum sağlamak gerekiyor.

Bir konu da doğru ekibin her zaman ve her yerde önemli olması. Mavi yolculuk gibi bir hafta süren ve karayı görerek yapılan seyahatlerde bile ekip arasındaki uyumsuzluk tüm geziyi çekilmez hale getirebilir. Atlantik geçişini yapmak için anlaşabileceğim, güvenebileceğim bir ekip ve bir tekne bulma arayışım beklediğimden uzun ve zor oldu ama buna değdi.

Müge Arslan