Sınırlarını Zorla – Lean In, Sheryl Sandberg
Başarılı olmak ve başkaları tarafından sevilmek arasında sizce nasıl bir ilişki var?
Ben daha önce bu iki kavram arasında net bir ilişki olabileceğini düşünmemiştim. Ama Sheryl Sandberg’in kitabında ortaya koyduğu araştırma ve gözlemler bu iki kavram arasında net bir ilişki olduğunu ve bu ilişkinin kadınlar ve erkekler için farklı olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Kitapta bahsedilen bir deneyi ilk okuduğumda büyük bir şaşkınlık yaşadım. Kitabın bütünündeki diğer deney ve araştırma sonuçlarını okuduğumda ise hem bu durumun düşündüğümden daha yaygın olduğunu gördüm hem de kendi paradigmalarımın farkına vardım.
Bahsettiğim deney 2003 yılında Columbia Üniversitesi ve New Yok Üniversitesi işbirliği ile yapıldı. Deneyde Harvard İşletme Fakültesi’nde verilen bir ders sırasında örnek olay incelemesi olarak girişimci Heidi Roizen’in gerçek hayatta yaşadığı bir vaka kullanıldı. Vakada, Rozen’in “dışa dönük kişiliğini ve teknoloji sektöründeki en güçlü liderlerden oluşan geniş kişisel ve profesyonel çevresini kullanarak” nasıl başarılı bir girişimin sermayedarı haline geldiği anlatılıyordu. Araştırma kapsamında dersi alan öğrencilerin yarısına bu hikaye okuma ödevi olarak verildi. Öğrencilerin diğer yarısı da aynı hikayeyi okuyacaktı ama tek bir farkla, “Heidi”, “Howard”a çevrilmişti.
Araştırmayı yürüten profesörler Flynn ve Anderson daha sonra, iki hikayeyi okuyan öğrencilerin Heidi ya da Howard hakkında ne düşündüklerini soran bir anket yaptılar. Öğrenciler Heidi ve Howard’ı aynı derece becerikli bulduklarını söylüyorlardı. Öğrenciler hem Heidi’ye hem de Howard’a saygı duyuyor olsalar da yine de Howard daha çekici bir iş arkadaşı gibi gelmişti. Diğer taraftan Heidi; bencil, birlikte çalışmak istenmeyen ve itici bir tip olarak kabul ediliyordu.
Bu deneyde olduğu gibi kadınların ve erkeklerin iş hayatında nasıl daha farklı değerlendirildiği üzerinde çok sayıda örnek, kitabın genelinde yer alıyor. Kadınların “diğerlerinin” algısından kaynaklanan dezavantajlarının yanı sıra, “kendi” paradigmaları nedeniyle çoğu zaman iş hayatında daha fazla sorumluluk almaktan kaçındıkları, kendilerini aile ve iş hayatı arasında seçim yapmaya zorunlu hissettikleri ve genellikle fedakarlık yapan taraf oldukları da kitapta somut veri ve çalışmalarla ortaya konuyor.
Kitapta yer alan tüm bölümler ve başlıklar aynı derecede okumaya değer. Benim en çok aklımda kalanlar ise şunlar oldu:
2. Bölüm – Masaya Oturun
3. Bölüm – Başarı ve Sevilebilir Olma
5. Bölüm – Benim Danışmanım Siz misiniz?
Kitabı, sadece iş hayatındaki kadınlara değil, iş hayatında yer alan veya almayı düşünen herkese tavsiye ediyorum. Ayrıca yaptığı bir sunum sırasında kitaptan bahseden ve tavsiyede bulunan sevgili İpek Aral Kişioğlu’na buradan tekrar teşekkür ederim. Kendisi de blogunda bu kitapla ilgili bir yazıya daha önce yer vermişti. İpek Hanım’ın yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Müge Arslan
Not: Bu yazı ilginizi çektiyse Statü Endişesi ve Marie Curie-Bilgin mi, Bilimin Meryem Anası mı? yazılarını da okumak isteyebilirsiniz.
Kadınların Başarılı Olmasını Engelleyen 12 Alışkanlık