PERYÖN’ün 4-5 Kasım tarihlerinde 22.sini düzenlediği kongreye davetleri üzerine konuk olarak katıldım. İyi ki de katılmışım, birbirinden güzel oturumları izleme, yeni konuşmacılar tanıma, blog yazarı arkadaşlarımla görüşme ve sohbet etme imkanı buldum. Davet için PERYÖN ekibine teşekkür ederim.

Kongre kapsamında bu yıl İK Blog ödüllerinin ikincisi verildi. Birincilik ödülünü alan Zuhal Çiftçi’yi (İKulis), finalistler Ali Cevat Ünsal (İK Amatörü) ve İbrahim Babadağı’nı (banaisbul.com) tebrik ediyorum.

Bu yazımda sizinle “Kongre Top 5” listemi ve bu oturumlarda öne çıkan konu başlıklarını paylaşacağım. İlk günden aklımda kalan iki oturum var. Biri Networking diğeri Karnaval Toplumlar üzerine.

1# Ertuğrul Belen’le Stratejik Networking

Yeni biriyle tanışırken kendinizi nasıl tanıtıyorsunuz?

İnsanlarla kolay iletişim kurabiliyor musunuz? Kurduğunuz iletişim sürekli oluyor mu?

İlişkilerinizi profesyonelce yönettiğinizi düşünüyor musunuz?

Ertuğrul Belen sunumu sırasında katılımcılara bu soruları yöneltti ve stratejik networking için önerilerini paylaştı. Bazı önerileri şunlar:

• Hedef belirlemeli ve plan yapmalısınız.
• Karşınızdakinin kafasını karıştırıp sizi dinlemek yerine düşüncelere dalmasına yol açmayın, can sıkıcı sorular sormayın, mesajınızı özet olarak verin.
• Tanıştığınız kişilerin listesini tutun. Bu listede tanıştığınız kişinin bilgilerinin yanında bu kişiyle sizi kimin tanıştırdığı, sizin bu kişiyi daha sonra kimlerle tanıştırdığınız ve hedeflerinize nasıl destek olabileceği bilgilerini de not alın.

Kendi adıma listeyi tutabileceğimden emin değilim ama Ertuğrul Bey’in önerileri kulağıma küpe olacak.  Kendisinin Networking isimli bir de kitabı var. İlk fırsatta okunacaklar listeme ekledim.

Sunumunun ardından kendisiyle iletişime geçtim ve bir programda birlikte çalışmak için planlama yaptık. Eminim katılımcılar için farklı bir deneyim olacak.

2# Ateş İlyas Başsoy’la Karnaval Toplumlar

Birinci günün kapanışını Ateş bey yaptı. Kendisi uzun süredir yazılarını okuduğum ve Twitter’dan takip ettiğim bir isim. Konuşmacı olarak hiç dinlememiştim ve nasıl bir konuşma yapacağını merak ediyordum. Beklentilerimi boşa çıkarmadı, iyi kurgulanmış, yeni şeyler söyleyen ve akıcı bir sunum yaptı.

Başsoy konuşmasında bir günün akışını resmederek bütün bir günü koşuşturma içinde, benzer rutinlerle geçirdiğimizden ve durup düşünmek için zaman ayırmadığımızdan bahsetti. Bu koşuşturma içinde kim olduğumuzu anlamak için çaba harcamıyor, kendimizi sahip olduklarımızla ve iyelik ekleriyle tanımlıyoruz. Biri kim olduğumuzu sorduğunda makamımızı, adımızı, evimizi, arabamızı anlatıyoruz ama özümde kim olduğumuzu paylaşmıyoruz.

Ateş bey karnaval toplumlarının maskesiz insanlardan oluşan erdemli toplumlar olduğunu, böyle toplumlarda kürsülerin ve makamların olmadığını, herkesin aynı seviyede olduğunu anlattı. Sonrasında karnaval toplumlarının evrimleşmesine ve Türkiye’nin diğer toplumlar arasındaki yerine değindi. Sunumunun sonunda yararlandığı kaynakları da paylaştı. İlginizi çeker ve okumak isterseniz liste şöyle:

Melanie Klein, Haset ve Şükran

Otto Kernberg, Sınır Durumlar ve Patolojik Narsizm

Sigmund Freud, Endişe

Mihail Bahtin, Karnavaldan Romana

3# Ümmiye Koçak, Tiyatro ve Yün Bebek

Ümmiye Hanım’ın hikayesi tam bir girişimcilik, liderlik ve koçluk örneği. Evlenmesinin ardından Adana’nın Çelemli köyünden Mersin Arslanköy’e gelen Ümmiye Hanım’ın bu köyün gelişmesi için yaptıkları, tiyatro kurma süreci, bu tiyatro ile aldığı ödüller ve geleceğe dair hayalleri inanılmaz. Kendisinin ve tiyatro ekibinin yer aldığı bir filmi bile var: Yün Bebek

Ümmiye Hanım’ın hikayesi hem çok etkileyici hem de örnek niteliğinde. Kendisi yakında televizyon programına başlıyormuş. Konunun detaylarını paylaşmadı ama o güler yüzünü daha sık göreceğimizi söyleyebilirim.

4# Prof. Dr. Artin Göncü ile Yetişkinler ve Oyun Üzerine

Profesör Artin Göncü oyun alanındaki çalışmalarıyla psikoloji ve eğitim alanlarına önemli katkılar yapmış bir bilim insanı. Artin Bey PERYÖN’deki konuşmasında oyun oynamanın hem çocukların hem de yetişkinlerin hayatındaki yerinden ve yetişkinler için olan öneminden yola çıkarak kurumlara yapacağı katkılardan söz etti.

Göncü’nün konuşmasından bazı satır başları şunlar:

• Türkiye’nin de dahil olduğu çoğu kültürde, oyun sadece çocuklar içindir, büyükler oyun oynamaz anlayışı var. Oysa yetişkinler de oyun oynamayı seviyor ve buna ihtiyaç duyuyor.
• Pek çok araştırmanın gösterdiği ortak bir sonuç var: Başarılı yöneticilerin çocukluk yıllarında çok oyun oynadıkları görülüyor. Çocukken oyun oynamak ileride başarılı bir yetişkin olmak için çok önemli çünkü oyun sayesinde kendimizi tanıyor ve hayattaki yerimizi tayin etme imkanı buluyoruz.
• Oyunun yönetim sürecine katkıları şunlar: 1)İletişimi kolaylaştırıyor, 2)Toplantılarda akıcılığı sağlıyor, 3)İş ortamındaki çatışmaları çözmeye yarıyor.

Artin Bey’i farklı zirve ve seminerlerde tekrar görebilmeyi umuyorum.

5# Gülben Ergen, Deran Taşkıran ve Gamze Cizreli ile kapanış oturumu

Zirvenin kapanışı samimi, eğlenceli ve hislere tercümandı. İsimler tanınmıştı, iyi bir oturum olacağa benziyordu ama ne yalan söyleyeyim bu kadar iyi olacağını tahmin etmiyordum. Gülben Ergen anneliği ve çalışma hayatını birlikte nasıl sürdürdüğüne dair içten paylaşımlarda bulundu, sohbeti esprileriyle renklendirdi. Big Chefs’in kurucusu Gamze Cizreli, işletmesini sıfırdan ve %100 banka kredisi ile nasıl kurduğundan, aynı zamanda iki çocuğuna nasıl zaman ayırdığından bahsetti. İkisi de anneliği öyle güzel anlattı ki salonda çok sayıda “insanın bu oturumdan sonra anne olası geliyor” tweet’i atan arkadaşlar oldu. Oturumun diğer konuğu Boyner Holding CEO’su Deran Taşkıran ise bu görev için teklif aldığında hamile olduğundan ve çocuğun ilk aylarında yeni görevine nasıl adapte olduğundan bahsetti.

Kongre bahsettiğim ve bahsedemediğim çok sayıda oturumla oldukça renkliydi. Gelecek yılı merakla bekliyorum.

Müge Arslan